Yükleniyor Etkinlikler
  • Bu etkinlik geçti.

« All Etkinlikler

SaturDox 2011-2012

17/12/2011 @ 11:00 - 19/05/2012 @ 17:00

Tarih: 17 Aralık 2011 – 19 Mayıs 2012

Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir

Yönetmen: İmre Azem, Türkiye, Almanya, 2011, 93′

Söyleşi: YAŞAR ADANALI (Stuttgart Üniversitesi, Uluslararası Şehircilik Enstitüsü)

Ekolojik eşikler aşılmış, ekonomik eşikler aşılmış, nüfus eşikleri aşılmış, sosyal uyum bozulmuş. İşte neoliberal kentleşmenin fotoğrafı: “Ekümenopolis”. Bu ilk uzun metrajlı belgeseliyle İstanbul’a bütüncül bir yaklaşımla bakmayı amaçlayan ve değişim kadar onun dinamiklerini de sorgulayan İmre Azem, bizi yıkılmış gecekondu mahallelerinden gökdelenlerin tepelerine, Marmaray’ın derinliklerinden üçüncü köprünün güzergâhına, gayrimenkul yatırımcılarından kentsel muhalefete, bu uçsuz bucaksız kentte uzun bir yolculuğa çıkartıyor.

17 Aralık 2011, 19:00

————————————————————————————————————————

Işığa Özlem

Yönetmen: Patricio Guzman, Şili, Fransa, İspanya, Almanya, 2010, 90′

Söyleşi: ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL (Hakikat, Adalet, Hafıza Çalışmaları Merkezi)

Dünyanın dört bir yanından astronomlar Şili’de üç bin metre yükseklikteki Atacama Çölü’nde yıldızları gözlemlemek için toplanır. Çölde gökyüzü o kadar saydamdır ki evrenin sınırlarının doğru bir şekilde görünmesine izin verir. Güneşin haşin ışınlarıyla kuruyan çöl toprağında ise cesetler zarar görmeden kalmıştır. Bunların bir kısmı mumyalar, kaşifler ve madencilerdir. Bazıları ise diktatörlük dönemindeki politik tutuklulardır… Astronomlar uzak galaksilerdeki olası dünya dışı hayatı araştırırken, bu gözlemevinin eteklerinde kadınlar, çöl kumunda kaybolan akrabalarını ararlar.

30 Aralık Cuma 2011, 19:00

———————————————————————————————————————–

Bahreyn: Karanlıkta Haykırış

Yönetmen: May Ying Welsh, Katar, Bahreyn, ABD, 2010, 51′

Diktatörünün merhametine kalmış halkıyla herkes tarafından unutulmuş bir ülke. “Bahreyn: Karanlıkta Haykırış”, Bahreynlilerin yüzyüze kaldığı acıklı ve umutsuz durumu gözler önüne seriyor. Zalimlerinin acımasız ve uzlaşmacı olmayan eylemleri yüzünden, halkın Arap Baharı’nın haleflerinden biri olma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bahreyn’de üç ay boyunca gizli bir şekilde çekilen film, demokratik hakları için mücadele eden, korku engelini aşmış bir halkın destanını izler. Film bir hastanenin içinde başlar. Doktorlar ve hemşireler, kalan en son güçleriyle imkânsızı denemekte, gelen yaralı protestocular selini ve devlet milis güçlerini tedavi etmektedirler.

Gösterim 4 Şubat 2012, saat 19:00’a ertelenmiştir

———————————————————————————————————————–

12 Kızgın Lübnanlı

Yönetmen: Zeina Daccache, Lübnan, 2009, 78′

Söyleşi: ZAFER KIRAÇ (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği)

Travma geçirmiş, mağdur insanlarla çalışmakta uzmanlığı olan Zeina Daccache, Lübnan’ın adı hiç de hoş anılmayan Rournieh hapishanesinde ülkenin ilk hapishane tabanlı tiyatro projesini kurmak için mücadele etti. 15 ay boyunca, çoğu okur-yazar olmayan 45 erişkin erkek tutuklu, kendilerini ünlü tiyatro oyunu “12 Kızgın Adam”ın, burada “12 Kızgın Lübnanlı” adını alan bir uyarlamasına çalışırken buldu. Mahkumun bu ilham verici ve dürüst yolculuğunun anlatısı, oyun terapisinin faydalarını ve toplum tarafından en çok dışlanan bireyler üzerindeki olumlu etkilerini gözler önüne seriyor.

28 Ocak 2012, 19:00

Cinema Komunisto

Yönetmen: Mila Turajlic, Sırbistan, 2010, 100′

Söyleşi: ÖMER SAVAŞKAN (Tarihçi)

“Cinema Komunisto”, Yugoslavya adı verilen sinematik illüzyonun yükselişi ve çöküşünü araştırırken bizi Tito’nun darmadağın film endüstrisi ile birlikte bir yolculuğa çıkarıyor. Düzinelerce unutulan Yugoslav filminden az bulunur görüntüler; film setlerinden daha önce hiç görülmemiş arşivler ve Tito’nun özel görüntülerini kullanan belgesel, ekranda anlatılan görüntünün arkasındakileri anlatırken bir ülkenin hikâyesini yeni baştan yaratıyor. Devlet tarafından finanse edilen süper-yapımlarda, Richard Burton, Sofia Loren ve Orson Welles gibi Hollywood yıldızları ulusal başarıyı cilalıyordu. Tito’nun şahsi film projeksiyoncusu, Tito’nun en sevdiği yönetmen, partizan filmlerinin en sevilen oyuncusu ve stüdyo patronları, Yugoslavya’nın hikâyesinin ekranda nasıl inşa edildiğini gösteriyor.

11 Şubat 2012, 19:00

————————————————————————————————————————

Kabilenin Sırları

Yönetmen: Jose Padilha,

Brezilya, 2010, 96′

Söyleşi: EBRU KAYAALP (İstanbul Şehir Üniversitesi, Sinema ve Televizyon Bölümü)

60’lı ve 70’li yıllarda Batılı antropologlar Amazonlar’daki modern hayatın el sürmediği “bakir” sahaları gözlemlemek üzere buralara akın ettiklerinde ve dünyanın son “medenileşmemiş” kabilelerine baskın yaptıklarında ne oldu? Üniversiteden yeni mezun bu toy adamlar, birlikte yaşadıkları, üzerlerinde çalıştıkları ve filme çektikleri kabile sayesinde macera yaşayıp üne kavuştular. Fakat bu toplumlara sızmalarıyla gelişen olaylar, otuz yıl sonra akademi etiği ve iç çekişmeleri açısından bir skandala dönüştü. “Kabilenin Sırları” aynı zamanda bu antropologların yarattığı hasarı da belgeliyor.

25 Şubat 2012, 19:00

———————————————————————————————————————–

Evlilik Hikâyeleri: Zuzana ve Stanislav

Yönetmen – Director: Helena Třeštíková, Çek Cumhuriyeti, 1987, 38′

Evlilik Hikâyeleri Yirmi Yıl Sonra: Zuzana ve Stanislav

Yönetmen : Helena Třeštíková, Çek Cumhuriyeti, 2006, 57′

Söyleşi: STELLA OVADIA (Psikanalist, feminist aktivist)

1981-2005 yılları arasında belgeselci Helena Třeštíková, 1980’li yılların başında evlenmeye karar veren çiftlerin ilişkilerinin seyrini takip eder. Yirmi yıl sonra bu çiftler toplumsal değişimle birlikte, hayalleri ve idealleriyle yüzleşmek zorundadırlar. Tıpkı Zuzana ve Stanislav gibi: Bir bebek bekledikleri için çok genç evlenmişlerdir, küçük Honzík’in dünyaya gelmesinin bile bu birbirinden çok farklı iki insan arasındaki ilişkiye yardımcı olamayacağı kısa süre içinde su yüzüne çıkar. Evliliklerini on üç yıl sürdüren çiftin bir çocukları daha olur, kızları Zuzana. Bugün yetişkin olan çocukları onların düştüğü hatalara düşmemekte kararlıdır. Yönetmen için Zuzana ve Stanislav’ın hikâyesi iki farklı hayat şeklini yansıtır. Hayatın devamlılığına inanan Stanislav, kendini sürekli geliştirmeye çalışan ve çocuklarıyla yakın bir ilişki içinde olan orta yaşlı bir adamdır. Anneliği hayatta kendi yolunu çizmesine engel olan Zuzana, pasif biri olmuş ve yeni biriyle ilişki kurmakta zorlanmaktadır.

10 Mart 2012, 19:00

———————————————————————————————————————–

Tarihi Pişirmek

Yönetmen: Péter Kerekes, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, 2008, 86′

Söyleşi: UĞUR KUTAY (Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat Bölümü)

Bu filmde, Slovak yönetmen Péter Kerekes, son yüzyılın en önemli silahlı çatışmalarında yiyecek ve içecek tedarik eden aşçılar, fırıncılar ve mutfak personelinin gözüyle modern Avrupa savaş tarihini yeniden inceler. Mareşal Tito’nun kişisel şef aşçısından Wehrmacht fırıncılarına, bu yenilikçi çalışma bazen absürd bir bakışla savaşın abesliğini ve belki de kaçınılmazlığını askerî mutfakların gündelik detayları çerçevesinde gözler önüne serer. Anlatı modern Avrupa savaşlarını teftiş edercesine Leningrad Kuşatması’ndan Çeçenistan Savaşı’na kadar mutfak müptelalarından oluşan renkli bir ekibin, hem tüyler ürpertici hem de komik tanıklıklarını ortaya koyar.

24 Mart 2012, 19:00

———————————————————————————————————————–

Videocracy

Yönetmen: Erik Gandini, İsveç, Danimarka, Birleşik Krallık, Finlandiya, 2009, 80′

Söyleşi: SEVİLAY ÇELENK (Ankara Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü)

Berlusconi’nin İtalya’daki medya iktidarı üzerine bir film. İtalya’da otuz yıldan fazla zamandır imaj tek bir kişi tarafından kontrol edilmekte. TV patronu ve Başbakan Silvio Berlusconi ticari televizyonun içeriğini İtalya’da daha önceden hiç olmadığı kadar etkiledi. Televizyon kanalları, açık saçık kıyafetli genç kızlarıyla, birçokları tarafından onun zevkinin ve kişiliğinin bir aynası olarak algılanmakta. “Videocracy”de İtalya doğumlu yönetmen Erik Gandini, İtalyanların otuz yıldır karşı karşıya geldikleri televizyon deneyiminin sonuçlarını ortaya koyuyor. En etkili medya alemlerine girerek, olağanüstü bir hikâyeyle “İtalya TV Cumhuriyeti”nin korkunç gerçeğini gözler önüne seriyor.

7 Nisan 2012, 19:00

———————————————————————————————————————–

Benim Tatlı Kanaryam

Yönetmen: Roy Sher, İsrail, Fransa, Yunanistan, 2011, 89′

Söyleşi: MEHTAP DEMİR (Etnomüzikolog, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı)

Roza Eskenazi nasıl yaşadıysa, öyle şarkı söyledi. Tutkulu, ateşli ve aşk dolu. Yunanistan, Türkiye ve İsrail’den üç genç müzisyen, Yunanistan’ın en iyi bilinen ve en çok sevilen rembetiko şarkıcısının hikâyesini ilk defa bir filme taşımak için müzikal bir yolculuğa koyulmuşlar. Eskenazi’nin geride bıraktığı müzikal izleri sürecekleri bu gezi onları İstanbul’dan Selanik’e ve oradan da Atina’ya götürmüş. Bu, herşeyden önce, sesleri Akdeniz Havzası boyunca yankılanmaya devam eden, gözden kaybolmuş bir dünyaya yapılan bir gezintidir.

21 Nisan 2012, 19:00

———————————————————————————————————————–

Ciwan Haco: Diyarbekir’e Giden Yol

Yönetmen: Zaradasht Ahmed, Norveç – Norway, 2010, 56′

Söyleşi: NAİM DİLMENER (Müzik Yazarı – Music Writer)

Efsanevi Kürt müzisyen Ciwan Haco’nun iki hayatı vardır. Sürgün olarak, küçük bir İsveç kasabasında karısı ve çocuklarıyla yaşamaktadır. O, soğuk ve karlı manzarada sadece başka bir sığınmacıdır. Onun dünyanın dört bir tarafına yayılmış 30 milyon Kürt için bir superstar ve halk kahramanı olduğunu bilen çok fazla insan yoktur. Onlarca yıl Türk hükümetinin kara listesine alınmış Ciwan’ın hayali sonunda gerçekleşir. Kürtler için sembolik bir şehir olan Diyarbakır’da bir konser vermesi için davet edilir. O, Kürdistan’a dönüş yolculuğunu yaparken, gelişinin haberleri yayılmıştır, bir milyonu aşkın insan çok sevdikleri ozanın sahnede belirmesini beklerken yolları ve konser alanını tıka basa doldurmuştur. Film, sadece bir sanatçının portresi değildir, aynı zamanda varoluşsal sorulara ve yabancı bir diyarda mültecinin kimlik arayışına değinir.

5 Mayıs 2012, 19:00

———————————————————————————————————————–

Ölücanlar

Yönetmen: Murat Özçelik, Türkiye, 2010, 90′

Söyleşi: MURAT ÖZÇELİK (Yönetmen)

Ölücanlar, yönetmen Murat Özçelik’in kendi hikâyesini anlatıyor. On yedi yaşında lisede okurken cezaevine giren Özçelik, 1999’da Ulucanlar Cezaevi’ne yapılan ve on tutuklunun öldüğü silahlı operasyonda ağır yaralanır. Televizyonlardaki ilk haberlerde adı yaşamını yitirenlerin arasında geçer. Annesi bu haberle sarsılır ve cenazesini almak için Ankara’ya gelir. Daha sonra oğlunun ölmediğini ve Amasya Cezaevi’ne gönderildiğini öğrenir. Filmde kendi geçmişine doğru bir yolculuğa çıkan Murat Özçelik, aynı cezaevinin kapısında günlerce sabahlayan annesi ile ülkenin politik ve kültürel tarihinde önemli yeri olan Ulucanlar Cezaevi’nin soğuk koridorlarında yeniden buluşuyor.

19 Mayıs 2012, 19:00

Detaylar

Başlangıç:
17/12/2011 @ 11:00
Bitiş:
19/05/2012 @ 17:00
Etkinlik Kategori:

Mekan

Depo İstanbul
DEPO / Tütün Deposu Lüleci Hendek Caddesi No.12 Tophane
İstanbul, 34425 Turkey
Telefon:
+90 (212) 292 39 56 - 57