
- Bu etkinlik geçti.
SaturDox 2014
27/02/2014 @ 11:00 - 17/05/2014 @ 17:00
22 Şubat – 17 Mayıs 2014
Encardia – Dans Eden Taş
22 Şubat 2014, Cumartesi
Yön: Aggelos Kovotsos, Yunanistan, 2012, 82′
Söyleşi: Burcu Yıldız (İTÜ Müzikoloji)
Film, Güney İtalya’nın zengin müzik geleneğinden beslenerek şarkı yapıp müziklerini icra eden Yunan müzik grubu Encardia’yı izliyor. Grup, Güney İtalya’da yolculuk yaparken bölgedeki halk kültürünün temel öğelerini araştırıp gün ışığına çıkarır. Bunlar esas olarak Güney İtalya’nın Grecia Salentina yöresinde konuşulan ve içinde İtalyanca sözcükler de barındıran antik Yunan lehçesi ‘Grigo’ ve çok bilinen İtalyan dansının yerel yorumu olan ve bölgede sihirli, dini ve iyileştirici boyutlar kazanan ‘tarantela pizzica’dır. Günümüzde genç ve yaşlı yerel müzisyenler, araştırmacılar ve şairler kutlamalar sırasındaki şarkı ve şiirleriyle bu güçlü Akdeniz geleneğine hayat verirler.
Bahar
9 Mart 2014, Pazar 19:00
Yön: Carin Goeijers, Hollanda, 2013, 84′
Söyleşi: Selime Büyükgöz (Mor Çatı)
Babasının karşı çıkmasına rağmen Türk erkek arkadaşıyla çocuk denecek yaşta evlenen Bahar, büyük bir hata yaptığını kısa sürede anlar. Babası ve eşine duyduğu sevgi arasında kalan genç kadın acısını sessizce göğüslemeye, evliliğinde maruz kaldığı şiddeti kimseye anlatmamaya karar verir. Utancını saklamak için mutluymuş gibi davranır. Bahar’ın hayatı ölümcül bir trajediyle sonuçlanır. Bu sürükleyici belgesel Bahar’ın ve bu büyük kaybın sonrasında yıkılan ailesinin hikâyesini anlatıyor. Bu sevgi dolu ailenin kalpleri kederle dolu her bireyi, yaşadıkları büyük acıyla başa çıkmaya çalışır ama duygularını birbirleriyle paylaşamazlar. “Bahar”, aşk ve aşkın sizi nasıl öldürebileceğine dair bir hikâye.
Meğer + Misafir
22 Mart 2014, Cumartesi
Meğer: Yön. Uğur Egemen İres, Türkiye, 2013, 19′
Misafir: Yön. Haydar Demirtaş, Türkiye, 2013, 30′
Söyleşi: Ayşe Gül Altınay (Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler)
Meğer: Yusuf İres, Müslüman olarak yaşayan Dersimli bir Ermenidir. 71 yaşında vaftiz olmaya karar verir. Eşi Emine İres (72) bu durumu bir türlü kabullenemez, fakat geçmişle hesaplaşmaktan da kendini alıkoyamaz
Misafir: 1920’li yıllarda üç çocuğu ile birlikte Suriye’ye gitmek zorunda kalan Süryani bir anne, oğlu Bahe’yi Mardin’deki Deyrulzafaran Manastırı’na bırakmak zorunda kalır. Geçen yıllar boyunca sürekli annesini anan ve 75 yıldır onun gelmesini bekleyen Bahe, sadece özel günlerde manastırdan çıkar.
Kuşatma
5 Nisan 2014, Cumartesi
Yön: Igor Bezinović, Hırvatistan, 2012, 93′
Söyleşi: Fatma Gök (Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi)
“Kuşatma”, Nisan 2009’da Zagreb’de, Sosyal Bilimler Fakültesi’nde başlayan ve 1971’den beri Hırvatistan’daki en yüksek katılımlı, en uzun ve politik olarak en etkili öğrenci eylemini, içeriden bir gözle, benzersiz bir şekilde anlatıyor. Bu eylemde eğitimin ticarileşmesine karşı çıkış ve sınıfların kuşatılması 34 gün sürdü. İsyan, ülke çapında yirmiden fazla fakülteye yayıldı ve bu süreçte öğrenciler politik olarak aktif ve etkili oldular. Yönetmen, neşeli hazırlık toplantıları ve sınıfların kuşatılmasından başlayarak, kişisel meselelerine, gece geç vakitte yapılan tartışmalarla gelen ilk yorgunluk işaretlerine, öğretim üyelerinin harekete arkalarını döndükleri ilk âna ve kayıp eğitim bakanına ulaşma girişimine kadar her şeyi takip edip filme aldı. Bu film, kuşatmanın sadece fiziksel olmadığını ve daha geniş bir anlamı olduğunu gösteriyor.
Babam, Devrim ve Ben
19 Nisan 2014, Cumartesi
Yön: Ufuk Emiroğlu, Türkiye – İsviçre, 2013, 80′
Söyleşi: Özlem Delikanlı – Eylem Delikanlı – (Keşke Bir Öpüp Koklasaydım kitabı yazarları)
Yönetmenin öznel bakışıyla anlatılan bir baba-kız ilişkisi. Belgesel üslubunda bir trajikomedi. Kızı, babasının devrimci hayallerinin nasıl sürgüne, yalana ve suça dönüştüğünü anlamaya çalışıyor. Belgesel, kurmaca ve animasyon arasında gidip gelen filmde yönetmen bizi dünyada bir yolculuğa çıkarıyor. Eski bir komünistin kızı ütopyanın kapılarını çalıyor ve kendi mirasıyla baş etmeye çalışıyor.
Gece Uçarım
3 Mayıs 2014, Cumartesi
Yön: Michel Wenzer, İsveç, 2011, 88′
Söyleşi: Dilek Çelik (Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü)
California’nın en güvenlikli hapishanelerinden biri olan New Folsom Hapishanesi’nden görüntüler eşliğinde mahkûmların dünyalarına tanık oluyoruz. Söz konusu dünyada tehlikeli oyunlardan çok -içlerinden birinin tanımladığı gibi- tecrit; kalbin, zihnin ve ruhun kapanması var. Bu içten belgesel, çoğu ömür boyu hapis cezası çekmekte olan mahkûmların bu kapanmayı reddetmesini ve kendilerini açıp ifade etmek için yaptıkları çalışmayı gösteriyor. Mahkûmların ana araçları sanat ve bu belgesel de bizi hapishanenin şiir okuma etkinliklerine, gospel müzik korolarına, bahçede gitarla yapılan blues müziğine ve hapishanedeki başka birçok yaratım ânına götürüyor. “Gece Uçarım”, mahkûmların yaptığı sanatsal ve insani yolculuğun yanı sıra yaratma motivasyonunu ve yol boyunca karşılaşılan güzellikleri ve acıyı gözler önüne seriyor.
Her Şeyi Yok Eden Makine
17 Mayıs 2014, Cumartesi
Yön: Tinatin Gurchiani, Gürcistan – Almanya, 2012, 97′
Belgesel sinemada hikâye anlatımı üzerine – Documentarist öncesi yuvarlak masa sohbeti
Gürcistan, 2011. Bir film yönetmeni 15-23 yaş arası genç oyuncular aradığını ilan eder. Bu arayış onu farklı mekânlara, köylere ve kentlere götürür. İlan için başvuran birçok insan vardır; bazıları filmin bir parçası olmak ister, bazılarıysa kendi duygusal hikâyelerini paylaşmak veya ne kadar azimli olduklarını kanıtlamak ister. Yeterince ilginç olduklarını kanıtlayanlar çeşitli dramatik durumları canlandıracaktır. Yaşamın ne kadar güzel ve insan kahraman olmayı hayal ettiğinde bunun ne kadar zor olabileceği üzerine bir film.